Ekonomi bilimi birçok araçtan oluşmaktadır. Bu araçların bütünü ekonominin işleyişini oluşturur ve haliyle ekonomik araçlardan herhangi birisinin değişmesi ekonominin işleyişinde bir bozulmaya sebep olabilir. Her ne kadar ekonomik araçlar dallarına göre ayrılsa ve oldukça fazla olsa ekonominin temel yapısını hızlı ve etkili bir şekilde etkileyen bazı ekonomik terimler bulunmaktadır. Bu terimler genel anlamda fiyatlar genel düzeyi, gelir seviyesi, enflasyon oranları, döviz kuru, faiz oranları vb.dir. Özellikle son birkaç yılda Türkiye ekonomik yönden aşırı dalgalanmalara tanıklık etmekte ve ekonomik sorunlar giderek artmaktadır. Bununla birlikte Dünya’da çıkan salgın hastalıkları ve savaşlarda Dünya ekonomisini sarstığını söylemek doğru olacaktır. Bu yazımızda ekonominin temel yapı taşlarından birisi olan ve değişimi halinde ekonomiyi ciddi anlamda etkileyen faiz terimini ve faiz oranlarını siz değerli okuyucularımıza net bir şekilde açıklayacağız.
Faiz Oranı Nedir?
Faiz kavramı, belli bir paranın, sermayenin veya mal varlığının üzerinden alınan kira bedeli olarak tanımlanabilmektedir. Günümüzde faiz üzerinden kazanç sağlamakta oldukça popülerleşmiş bir yatırım olarak görülmektedir. Ancak faiz sadece bir yatırım aracı olarak algılanmamalıdır. Bankalardan aldığımız krediler veya devletlerin uluslararası kuruluşlardan borçlanması belli başlı faiz oranları uygulamasını kabul etmek demektir. Bu örnekler doğrultusunda faiz kavramına genel bir tanım yapacak olursak, faiz bir borç karşılığında yapılan ödeme olarak veya üretim, yatırım vb. aksiyonların alınabilmesi için verilen girdi miktarına denmektedir.
Faiz oranları ise alınan borca veya üretim, yatırım vb. aksiyonlarda faizin geri dönüşünü ifade eden bir kavram konumundadır. Faiz, birçok kurumda veya devletlerin aldığı kararlarda uygulanan bir ekonomik araç olduğundan faiz oranları bu kurumlara veya devlet politikalarına farklılık göstermektedir. Örneğin bankadan herhangi bir kredi almak istediğinizi veya bankalar üzerinden paranızı değerlendirmek amacıyla, paranızı faize yatırdığınızı varsayalım. Kredinin geri ödemesinde, borcun üzerine uygulanan faiz oranı veya faize yatırılan paranın getirdiği gelir o bankanın belirlediği faiz oranlarına göre belirlenecektir. Faiz oranlarının da bankalardan bankalara değişiklik gösterdiğini unutmamak gerekmektedir. Yani faiz oranları, genel anlamda spekülatif bir ekonomik araçtır.
Faiz Oranları Ekonomiyi Nasıl Etkiler?
Faiz ve faiz oranları genel anlamda ekonomiyi derinden etkileyen kavramlardır. Akademik çerçeveden bakıldığında faiz tek başına ekonomiye etki etmez. Günümüzde faiz kararlarının ekonomiyi etkileme sebepleri diğer ekonomik araçlar ile doğrudan bağlantılı olmasından kaynaklanmaktadır. Faiz kavramı ekonomide, enflasyon, fiyat istikrarı, dış ve iç borçlanma, döviz kuru vb. ekonomik araçları doğrudan etkilemektedir. Bu bağlantıları alt başlıklar halinde ve detaylı bir şekilde siz değerli okuyucularımızla paylaşmak isteriz.
Faiz Oranları ve Enflasyon İlişkisi
Enflasyon genel olarak ülke içerisinde mal ve hizmet fiyatlarının genel yapısını açıklayan bir kavramdır. Enflasyonun yüksek olması veya enflasyonun düşük seviyelerde tutulması sonucunda devletlerin geçmiş dönemden bu yana faiz üzerinde politikalar yapıldığı görülmüştür. Faiz ile enflasyon arasındaki genel ilişki, literatürde faizlerin düşmesiyle birlikte enflasyonunda düşeceğidir. Geçmiş dönemlerde bu uygulama etkili sonuçlar verse de bu durum günümüzde ve özellikle bizim ülkemizde yeterli bir para politikası kabul edilmemektedir. Bunun sebebi, enflasyon seviyesi mal ve hizmetleri doğrudan etkiler. Ancak bir ülkede üretim azsa ve üretilen mal-hizmet skalası ülke içerisindeki bireylere yetmiyorsa bu durumda ithalat yapılacak ve dış borç artacaktır. Faizlerin indirilmesi genel olarak üreticiyi teşvik etse de ülkemiz gibi ham maddeyi dışardan alan bir ülke için faizleri düşürmek doğru bir karar olmayacaktır. Çünkü üretici her ne kadar düşük faizle krediler çekse de ham maddeyi dışardan alarak dışa borçlanacak ve bu durum enflasyonun artmasına sebep olabilecektir.
Faiz Oranları ve Fiyat İstikrarı Arasındaki Bağlantı
Fiyat istikrarı genel anlamda üreticiye ve tüketiciye bağlı bir kavramdır. Yani ekonomi biliminde bu durum arz ve talep dengesini açıklamaktadır. Piyasaların düzgün olabilmesi ve fiyat istikrarının korunabilmesi için talebe karşılık arzın, arza karşılık ise talebin sağlanması gerekmektedir.
Faizlerin düşürülmesi, üreticilerin düşük faizlerden kredi alarak daha çok üretim yapmasına sebep olmakta ve bu durumda arza karşılık yeterli talep karşılanamaya bilmektedir.
Faizler arttırıldığında ise üretici yeterli arzı sağlayamayacak ve talebe karşılık arz miktarı düşük seviyelerde kalacaktır. Haliyle eğer bir ülke faizler konusunda bir politika uygulayacaksa mutlaka fiyat istikrarını dengeleyecek alt politikaları da beraberinde getirmelidir.
Günümüzde fiyat istikrarı hem Türkiye için hem de diğer ülkeler için büyük önem arzetmektedir. Şu an ABD Merkez Bankası FED bile fiyat istikrarı için uğraşmaktadır. Türkiye’de ise fiyat istikrarı konusunda önceki yıllarda adım atılmış olsa da, yeni ekonomi politikası çerçevesinde bu tarz söylemler görülememektedir. Hatta geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı fiyat istikrarını bir kenara bıraktık açıklamasını yaparak, fiyat istikrarını bir nevi rafa kaldırmıştır.
Faiz Oranı ve Yatırım Arasındaki İlişki
Bir ülke ekonomisinin kalkınmasının yollarından bir tanesi de ülkeye yabancı ve yerli olmak üzere yatırımcı çekmektir. Faiz kavramı yatırımlar ve yatırımcılar üzerinde büyük rol oynamaktadır. Faizin uzun dönemde sabit ilerlemesi, yatırımcıların güvenini pozitif yönde etkilemektedir. Ancak faizin üzerinde sürekli bir düşüş veya yükseliş yatırımcıların, parasal olarak güvensizlik yaşamasına ve yatırımlarını geri çekmesine sebep olabilmektedir. Bununla birlikte faizin enflasyon ve fiyat istikrarını etkilemesiyle birlikte var olan yatırımcılar güvenlerini kaybeder ve yatırımlarını geri çekebilirler.
Faiz İndiriminin ve Faiz Artırımının Etkileri
Faiz indirimi veya faiz artırımı genel olarak ülke merkez bankalarının ve ülke yönetimlerinin uyguladığı para politikaları sonucunda alınan aksiyonlardandır. Bir ülke merkez bankası faiz indirimleri yapıyorsa bu politikanın adı genellikle parasal genişleme olarak, faiz artırımları yapıyor ise bunun adı ise parasal sıkılaştırma olarak adlandırılır. Şimdi hem faiz artırımı hem de faiz indirimlerinin ekonomiye ve ülke para birimine etkilerine detaylıca bakalım;
Faiz Artırımının Ekonomiye Etkileri
Dış borcu yüksek olan veya ithalat seviyesi ihracat seviyesini geçen ülkelerde, ekonomik istikrarın sağlanması amacıyla uygulanan faiz politikaları arasındadır.
Faiz artırılarak ülke içerisindeki bireylerin, yatırım amaçlı paralarını kullanması beklenir. Ancak bu yatırım sıcak paraya yatırım olacaktır. Yani faiz kazanma amacıyla sisteme para koyulacaktır. Bu sayede dönüşümdeki para azaltılmış olur ve milli paranın değeri artar. Aynı zamanda faizin artırılması, bireylerde veya kurumlarda genel bir tasarruf eğilimine sebep olur. Bu sayede talep azalır. Özellikle talebin fazla olduğu ve arzın az olduğu durumlarda faiz artırımı oldukça işe yarayan bir yöntemdir.
Faiz artırımı sonucunda talep azaldığı için talep kaynaklı enflasyon oranında da azalma görülecektir. Günümüzden örnek verecek olur isek, düşük faiz oranları nedeniyle ev almak isteyenler kredi çekip ev almaktalar. Yine araba almak isteyenler için de benzer bir durum var. Bu nedenle de hem ev fiyatları hem araba fiyatları oldukça yüksek. Faiz artırılması halinde TL’ye erişim güçleşecek bu nedenle ev satışları araba satışları azalacaktır. Bu da hem fiyat düşüşlerine neden olacak hem de enflasyonun geri çekilmesini sağlayacaktır. Ancak günümüzde yetkili hükümet bu yönde şu an için bir adım atmamakta. Aksine tüm dünya faiz artırımına giderken faiz indirimine devam sinyali vermektedir.
Faiz İndirimi Ekonomiyi Nasıl Etkiler?
Faiz indirimi kavramı, günümüzde ülkemizin gündemi meşgul eden önemli ekonomik gelişmelerden bir tanesidir. Faiz indirimi eski dönemlerde veya günümüzde gelişmiş ülkeler tarafından çokça uygulanan politikalar arasındadır. Faiz indirimi genel anlamda üretimi ve yatırımcıları teşvik etmek amaçlı uygulanan politikalardır.
Faizin düşmesiyle birlikte üreticiler ve yatırımcılar düşük faizlerle kredi çekebilmekte ve iş kapasitelerini arttırabilmektedir. Bununla birlikte üretim hacmi ve yeni iş yatırımlarının artması işsizlik gibi bir problemin ortadan kalkmasına sebep olabilmektedir. Ancak dediğimiz gibi bu yöntem sadece gelişmiş ülkeler üzerinde işe yarayan bir yöntemdir.
Eğer bir ülkenin üretim kapasitesi kendine yetmiyorsa, döviz kuru yüksekse yani milli para değer kaybı yaşıyorsa ve enflasyon seviyesi yüksekse faiz indirimi daha kötü sonuçlar doğurabilir. Tıpkı şu an ülkemizin yaşadığı gibi sonuçlar.
Malum şu an Türkiye’de CDS 750 baz puanı aşmış durumda. Dolar kuru 17 seviyesi üzerine yükseldi. Buna karşın halen daha faiz artırımı beklemeyin, bir faiz indirimine devam edeceğiz diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemleri kur tarafında daha yüksek seviyelere doğru yol alınmasına da neden olabilecek gibi görünüyor. Bu kötü sonuçlar genel olarak var olan üreticilerin ve yatırımcıların iş mekanizmalarını durdurmasına, milli paranın sürekli olarak değer kaybetmesine ve enflasyonun giderek artmasına sebep olabilmektedir.
Bir yanıt bırakın