Ülkemizde son dönemde yaşanmakta olan olumsuz ekonomik gelişmelerden dolayı dillerden düşmeyen bir kelime var: Enflasyon. Pek çoğumuz bu kelimeyi kamuoyunda ve medyada sıklıkla duymakta ancak işlevini ve mahiyetini tam olarak bilmemekteyiz. Gelin, enflasyon nedir, nasıl hesaplanır, enflasyonu etkileyen faktörler nelerdir gibi soruları birlikte irdeleyelim.
Enflasyon nedir?
Ülke genelinde ürün ve hizmet fiyatlarının kalıcı olarak artışını ifade eden enflasyon beraberinde alım gücünü de düşüren bir kavramdır. Sadece bir veya bir kaç ürüne gelen zamlar enflasyon olarak tanımlanmaz. Enflasyon fiyatlar genel düzeyinin yükselmesidir ve hesaplaması da onlarca farklı kalem dikkate alınarak yapılır. Bir ülkede enflasyon artıyor ise, ürün ve hizmet fiyatlarında yükseliş yaşanıyor ve vatandaşların alım gücü düşüyor demektir. Burada bahsedilen şey ürünlerde meydana gelen müstakil zamlar değil, geneli kapsayan ve süreklilik arz eden, fiyatlardaki yukarı yönlü değişimdir. Yani enflasyon olarak ifade ettiğimiz artış, gıda, sanayi ve hizmet sektörlerinin tamamını etkileyen ve bu sektörlerdeki ürün ve hizmetlerin tümünü kapsayan bir olaydır ve neden olduğu artış kısa süreli değil, uzun vadelidir.
Konuyu daha iyi anlamanız için basit bir örnek verelim. Mesela altı ay önce girdiğiniz bakkaldan bir paket süt, bir kilo elma ve bir adet ekmek aldınız ve ödemeniz gereken tutar 15 lira tuttu. Aynı bakkala altı ay sonra yani bugün gittiniz ve tekrardan aynı markadan bir paket süt, bir kilo elma ve bir adet ekmek daha aldınız. Bu sefer ödemeniz gereken tutar 30 tl geldi. İşte bu altı ay içerisinde meydana gelmiş olan ve alışverişinizin tamamını etkileyen bu 15 fiyat artışına enflasyon diyoruz. Tabi sadece bir iki üründeki fiyat artışıyla enflasyon artmaz. Bir çok kalem vardır enflasyon hesabı çerisinde. Bu nedenle bir alışverişin fiyatı 2 katına çıktı diye hemen %100 enflasyon var denilemez.
Enflasyon, büyüklüğüne göre üç ana başlık da incelenir. Nedir bunlar diye bakılırsa, ılımlı enflasyon, yüksek enflasyon ve hiperenflasyondur.
Ilımlı enflasyon, her yıl meydana gelen ve piyasaya herhangi bir olumsuz etkisi olmayan normal yıllık artış düzeyidir. Bunun sebebi olarak küresel piyasanın genel ilerleyişi gösterilebilir. Milli ekonomiler için herhangi bir tehlike arz etmez.
Yüksek enflasyon, normalin üstünde meydana gelen, ulusal ekonomide genel bir çöküşe sebebiyet verecek ölçüde etkilere neden olmasa da piyasayı ciddi zararlara uğratan artıştır.
Hiperenflasyon ise oluşması halinde ülke ekonomilerini çöküntüye uğratan dev ölçeklerdeki artışlara verilen isimdir. Hiperenflasyonun yaşandığı bir ülkede yüksek ihtimalle kullanılan milli para birimi çöker ve para biriminde değişikliğe gidilir. Türkiye’nin son dönemde yaşadığı enflasyon türü giderek hiperenflasyona doğru yaklaşmaktadır. Uzmanların bu şekilde uyarılar yaparken, alınan tedbirlerde enflasyondaki artışı durduramamakta. Tabi enflasyonun asıl düşmanı faiz hamlesi kullanılmadığı için enflasyona karşı istenilen sonuçların alınamadığı da uzmanlar tarafından belirtilmektedir.
Enflasyon Nasıl Hesaplanır?
Bir ülkede meydana gelen enflasyonun hesaplanması meşakkatli ve titizlik gerektiren bir iştir. Her ülkenin kendine ait olan istatistik kurumu genelde bu faaliyeti yürütür. Ülkemizde de enflasyon hesaplamalarını yapan kurum TÜİK’dir. TÜİK, bu hesaplamayı yaparken TÜFE ve ÜFE şeklinde kısalttığımız iki kavramı temel alır.
TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi): Tüketicilerin ürün satın aldığı ve bir hizmeti kullandığı zaman ödediği tutarların hesaplanmasında kullanılan endekstir. Burada temel alınan referans nokta, tüketicilerin gözünden piyasanın durumudur.
ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi): Adından da anlaşılabileceği üzere bu endekste ürünlerin, üreticiye mal olan tutarlarının değişimleri üzerinde oluşturulan parametreler ifade edilir. Mesela tarladan bir liraya kaldırılan domatesin fiyatı bu perspektifin inceleme alanındadır.
TÜİK, tüketicinin gözünden fiyat endeksi oluşturmak için genel durumu temsil eden monografiler ve anketler yapmaktadır. Üretici maliyetlerinin incelenmesi için ise firma listeleri düzenli bir biçimde analiz edilmektedir. İki endeks verilerinin birleştirilmesi sonucunda genel enflasyon verileri ilan edilmektedir.
Enflasyonu Etkileyen Faktörler Nelerdir?
Bireysel ve kurumsal ekonomiler için olumsuz bir durumu teşkil eden enflasyonu engellemenin yolu elbette buna neden olan sebepleri bilmekten geçmektedir. Enflasyonun nedenlerini dört ana başlıkta inceleyebiliriz.
Talep Enflasyonu
Enflasyona en fazla sebep olan etmendir diyebiliriz. Bu enflasyon çeşidine sebep olan en büyük problem arzın talebi karşılamamasıdır. Arzı basitçe üretime verilen isim olarak tanımlayabiliriz. Üretim miktarının yani arzın, talebi yani tüketimi karşılayacak düzeyde olmaması hem dışa bağımlılığa hem de enflasyona sebep olmaktadır. Bu nedenle enflasyondaki yükselişi engellemek için en önemli konulardan bir tanesi de üretimi artırmaktır. Ancak bazı durumlarda üretim ne kadar artırılsa da, enflasyonda düşüş sağlanamaz. Çünkü yükselişin tek nedeni talep kaynaklı olmamaktadır.
Maliyet Enflasyonu
Petrol, enerji gibi küresel etmenlerin fiyatlarında yaşanan artış sonucunda gerçekleşen enflasyon türü maliyet enflasyonudur. Bu enflasyon türü de dolaylı yoldan arzın düşmesine sebep olur ve fiyatları yükseltir. Aynı zamanda ithal ürüne dayalı ekonomilerde, ürünün ithal edildiği yerde yaşanan enflasyon artışı sonucunda da benzer durum ortaya çıkacaktır.
Tarihte maliyet enflasyonunun en büyük örneklerinden birine “Büyük Buhran” olarak isimlendirilen ve 1929 yılında Amerika’da başlayıp tüm dünyayı etkileyen bir enflasyon dalgasında rastlamaktayız. Amerika’daki üretimin talep edilenin çok daha üzerinde olması nedeniyle üretici elde kalan malların fazlasını satamamış, ürün değerlerinde ciddi kayıp yaşanmıştır. Bu durum ülkenin dünya ihracatçısı konumu nedeniyle pek çok ülke ekonomisini derinden sarsmıştır.
Maliyet enflasyonuna neden olan bir diğer etmen ise doğal afetlerdir. Deprem, sel, çığ gibi afetlerin ülke ekonomisine vurduğu darbeler sonucunda dolaylı yoldan etkilenen arz, maliyet artışına sebep olacak ve enflasyona sebebiyet verecektir.
Para Arzı
Bir ülkedeki milli para arzının ülkede bulunan döviz miktarının üstünde artması sonucu para biriminin değeri düşeceğinden bu durum enflasyona sebep olabilecek bir diğer etmendir. Bununla ilgili bir örnek İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’da yaşanmıştır. Savaşın getirmiş olduğu ekonomik çöküntüden para basarak kurtulmak isteyen Almanya, orantısız para basması sebebiyle para biriminin değerini yerle bir etmiş ve ülkede başlayacak bir hiperenflasyona sebep olmuştur.
Enflasyon Beklentisi
Bu başlık bir yerde hali hazırda var olan enflasyonun, piyasada bırakmış olduğu etkinin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Enflasyon beklentisi, yaşanan fiyat artışlarının uzun vadede devam edeceğini düşünmenin sonucunda çöküşten korunma veya stokçuluk yapıp daha fazla kar etme gibi amaçlarla fiyatlara yeni zamların eklenmesi durumudur. Bu durum, piyasayı ve ülke ekonomisini yaşanması muhtemel zararın çok daha ötesinde bir zarara uğratabileceği gibi, sektörleri de durmadan fiyat artışının yaşanacağı bir kısır döngüye sürükler.
Bir yanıt bırakın